
YAPAY ZEKA, YARATICILIĞIN DÜŞMANI MI EN GÜÇLÜ ORTAĞI MI?
Yapay Zeka ve Yaratıcılık: Gerçek Tehdit Nerede?
Son yıllarda yapay zekâ, yaratıcılık üzerine tartışmaların merkezinde yer alıyor. Kimileri onun özgün düşünceyi körelttiğini söylerken, kimileri de yalnızca bir “araç” olarak insan yaratıcılığını desteklediğini savunuyor. SiriusXM Media Kreatif Strateji’den Sorumlu Direktör Yardımcısı Nick Fletcher ise bu tartışmaya farklı bir bakış açısı getiriyor:
“Yapay zekâ yaratıcılığa zarar vermez, kötü fikir yaratıcılığı mahveder.”
Yaratıcılığın Asıl Tehdidi: Rehavet
Fletcher’a göre sorun yapay zekânın kendisinde değil, onun kullanım amacında yatıyor. Mikrofonlar, yazılımlar veya brifler gibi yapay zekâ da yalnızca bir araç. Asıl mesele, bu araçların yaratıcı problemleri çözmek için mi yoksa sadece maliyetleri kısmak için mi devreye girdiği. Ona göre yaratıcı rehavet, yani kolay yoldan gitme isteği, en büyük tehlike.
Dinleyiciler Yapay Zekâ Seslere Nasıl Yaklaşıyor?
SiriusXM Media’nın yaratıcı ajansı Studio Resonate tarafından yapılan araştırmalar, insan seslerinin hâlâ güven ve samimiyet açısından yapay seslerin önünde olduğunu gösteriyor. Üstelik dinleyicilere “bu ses yapay zekâ ile üretildi” bilgisi verildiğinde güven açığı daha da büyüyor.
Bununla birlikte, özellikle podcast gibi bağın güçlü olduğu alanlarda, iyi eğitilmiş bir yapay zekâ sesi kimi zaman insan sesini bile geride bırakabiliyor. Yani mesele, insan-makine çatışması değil; niyet ve tasarımın kalitesi.
Etik Yaklaşım: İnsan Emeği Olmadan Olmaz
Fletcher, Studio Resonate’in Narrativ.ai ile olan iş birliğini örnek gösteriyor. Bu iş birliğinde öne çıkan kriterler arasında açık rıza, adil ücretlendirme, yetenek kontrolü ve SAG-AFTRA onayı yer alıyor. Yani yapay zekâ kullanımında insan emeği ve hakları görmezden gelinmemeli.
Hibrit Model: En Verimli Yol
“Senaryoda ruh yoksa, hiçbir yapay zekâ onu kurtaramaz.” diyen Fletcher, markalar için en doğru yolun hibrit yaklaşım olduğunu vurguluyor.
Duygu odaklı kampanyalarda insan sesi ön planda olmalı.
Ölçeklenebilir ve pratik projelerde ise yapay zekâ destekli ses kopyaları kullanılabilir.
Bu yöntem, insan sesinin sağladığı duygusal bağı yapay zekânın sunduğu hız ve verimlilikle birleştiriyor. Ayrıca yapay zekâ çözümleri, özellikle KOBİ’ler için sesli reklam dünyasına uygun maliyetli bir giriş kapısı sunuyor.
Son Söz: İpler Hâlâ İnsanda
Fletcher’ın altını çizdiği en önemli nokta ise şu: Yapay zekâyı tembelliğin kısayolu değil, bilinçli bir yaratıcılık aracı olarak görmek gerekiyor. Aksi halde markalar, duygusal bağlarını zayıflatıp dinleyicilerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilirler.